Good People of Vitruta

Özge Akpınar

Good People of Vitruta’nın yeni üyesi Özge Akpınar! Daha önce birçok Good People buluşmasında bizlerle birlikte olan Özge, nam-ı diğer “Coco” ile bu kez yanında dünya tatlısı Zizu ile çekim ve röportaj için Vitruta Karaköy mağazasında buluşup çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Sizlerin de okurken aynı keyfi alması dileğiyle! 

Özge, Good People of Vitruta’ya hoş geldin! İlk sorumuz hep aynı: Özge Akpınar kimdir? Nasıl başladı, nasıl devam ediyor, neler yapıyor?


Hoş buldum! Böyle içten ve ferah hissettiren bir komünitenin parçası olmak beni çok mutlu etti. Her şey çocukluğumun geçtiği Cihangir’de komşularımızın müzik, resim, dans gibi sanatın farklı dallarında üretim yapan insanlar olmalarıyla başladı. Hayattan, gezmekten, yemekten ve kreatif alanlarda var olmaktan keyif alan bir topluluğun arkadaşlıklarına tanıklık ederek büyüdüm.


Koç Üniversitesi’nde İşletme ve Medya ve Görsel Sanatlar Bölümleri’nde Çift Anadal yaparken dergilerde çalışmaya başladım. Mezun olduktan sonra grafik tasarım alanında zaman zaman butik ajanslarla iş yapsam da asıl hedefim bir freelance olarak yolumu bulmaktı.


Yaklaşık iki sene önce kurduğum Cocontento’da farklı alanlardaki freelancerlarla beraber kreatif ve kurumsal ihtiyaçlar için kolektif olarak hizmet veriyorum. Elimin uzanamadığı bir yer olduğunda yardımcı olmak isteyen, birlikte yürüyebileceğim ve güvendiğim insanlarla çalışmaya özen gösteriyorum. Daha yolun çok başında olan bir kreatif direktörüm. Uzun bir yolculuk olduğunun farkında olarak her tür endişemi mümkün olduğunca şefkatli bir heyecana dönüştürüyorum. Yabancı olduğum alanlarda gelişmeyi ve yeni rutinler edinmeyi sevsem de genellikle huzurlu ve üretken olduğum tipik bir günüm şu 3 “M” arasında geçiyor: mesai, mutfak ve müzik.

Aslında kreatif tarafla uğraşırken bahsettiğin gibi en çok beslendiğin yerlerden biri de müzik. Müzik alanında neler yapıyorsun, ne hedefler var önümüzdeki sezon için?


Çok küçük yaşlarımdan beri müzik hayatımın önemli bir parçasıyken başka alanları keşfedecek zamanı bulabilmek adına yıllar öncesinde bıraktığım bir sevdaya dönüşmüştü. Son bir senedir müziğin hayatımdaki yerini tekrar bulmaya çalışıyorum. İşin mutfağında olup, prodüksiyon ve şarkı sözü yazarlığına odaklanmak istesem de dürüst olmak gerekirse arkadaşlarımla bir araya geldiğimiz ufak etkinliklerde setin başında olmak beni en çok mutlu eden şey. Daha büyük etkinliklerde çalmak için adım atmak şu anda kendimi geliştirmek adına iyi bir hedef olabilir gibi görünüyor. Önümüzdeki aylarda yazdığım bazı şarkı sözlerinin bestelenme aşamasına geçilecek. Bu alanda yaratma cesaretini kaybetmeden pişmeye devam etmek istiyorum.

Bunları konuşuyoruz fakat bir taraftan geride kalan altı ayı biraz şehirden uzaklaşmak için seyahatlerle geçirdiğini biliyorum; bu seyahatlerin nasıl geçti, neler kattı sana?


Evden çalışan biri olarak uzaktan (ama gerçekten uzaktan) çalışma fikri hep aklımdaydı. Hem yarattığım bu konfor alanından çıkmak, hem de başka bir hayat mümkün mü sorusuna bir cevap bulmak için geçtiğimiz yıl sonundan bu yaza kadar olan süreyi köpeğimle beraber yurt dışında aralıklarla farklı şehirlerde geçirdim. Bu seyahatlerin en önemli çıktısı hayal ettiğim hayatın bir ayağımın İstanbul’da, diğer ayağımın yurt dışında başka bir şehirde olduğu bir düzende olabileceğini fark etmek oldu. İstanbul’u tamamen bırakamayacağımı bilsem de evimde hissetmenin benim için ne demek olduğunu tekrar tanımladım. Yeni arkadaşlıklar, müzikler, yemekler ve yollar dışında özlediğim bazı yüzleri gördüm. Bu kadar hareketin sonundaysa durmanın & durabilmenin ne kadar değerli olduğunu anladım. Nasıl yeneceğimi bilmediğim bir telaşla yola çıkıp, kendi konfor alanımın içinde bile standartlarımı sürekli değiştirmek zorunda kaldığım şu zamanda işim ve yeterliliklerim dışında kendimi tanımlamayı öğrenmeye çabalıyorum. Bence yabancı olduğunuz bir yere gittiğinizde özünüzle yalnız kalıyorsunuz. Geri döndüğümden beri bu öz mutlu mu, huzurlu mu, üstünde hangi kabuklar var biraz bunlar üzerine düşünüyorum.

Son zamanlarda en çok neler okuyup, dinleyip, izliyorsun? Seni yakalamışken birkaç öneri alalım. :)


En çok sevdiğim şeylerden biridir liste yapmak. Hay hay diyip aklımdakileri paylaşıyorum;


Kitap:
André Gide - Kadınlar Okulu
Italo Calvino - Varolmayan Şövalye
John Berger - Hoşbeş


Müzik:
Tür olarak bu aralar en çok rai müziği dinliyorum; çünkü üstünde çalıştığım bir set var. :)

İsim olarak Azoto, Takuya Nakamura, Σtella, Susana Estrada ve Ayla Algan son birkaç ayımın en çok dinlenenleri.

Film ve dizi:
Hala Bear’in ikinci sezonunun etkisindeyken Anthony Bourdain belgeselini izledim.

Naçizane tavsiyem birlikte değil ayrı ayrı tüketin. Bunun dışında Succession, Beef, Lovesick güncelde dizi olarak diğer favorilerim.
Yeni izlediklerim ve tekrar dönüp baktıklarımla beraber filmlerde:

Chungking Express, Sevmek Zamanı, A Fine
Morning, Mon Roi, Aşk, Mark ve Ölüm

bir süre daha benim için ilk izlediğim zamanki heyecanlarını koruyacaklar.

Kendisi sorularımızı cevaplamadığı için Zizu yerine sana soralım bu soruyu da: Zizu’yla en çok neler yapmayı seviyorsunuz İstanbul’da? :)


Zizu ile birlikte bisikletimize atlayıp o gün gidebileceğimiz en uzak mesafeye gitmeyi, arkadaşlarımızı görmeyi, farklı
mevsimlerin tadını çıkarırken İstanbul’u yeniden keşfetmeyi çok seviyoruz. Yazın fırsat buldukça Adalar’a gitmeye, deniz kenarına yakın yerlerde olmaya çalışıyoruz. Sonbaharda ormanda mantar avına, baharda yenilebilir çiçek toplamaya çıkıyoruz. Bu rotalarımıza aşina olanlar Zizu için ne şanslı bir köpek diyorlar; ama bence esas şanslı olan benim. Zizu ile doğada daha keyifli vakit geçirmeyi ve ufak detaylarla mutlu olabilmeyi öğreniyorum. Bir gün birlikte denize açılma hayaliyle ismini Life Aquatic filmindeki Kaptan Zizu (Zissou) karakterinden yola çıkarak koymuştum. Gerçekten de yanımda bir kaptan varmışcasına hayatta onunla birlikte yönümü buluyorum. 

Ve son soru bizimle alakalı. Vitruta’da en çok beğendiğin markalar hangileri?


Vitruta’da en çok beğendiğim markalar özellikle son sezonları ve renkleriyle Lar Studio, Vatka Co. ve tabii ki RAINS! :)


Özge Akpınar'ın çekimde kullandığı ve seçtiği ürünler için buraya tıklayabilirsiniz.