İskandinav esintileri, 1950’li yıllardan beri tasarıma minimalist yaklaşımıyla kendinden söz ettirmesinin yanı sıra, son yıllarda modaya ve sokak stiline yaptığı katkılarla dünyanın en gözde akımı haline geldi.
Dikkat çeken tasarımcıları, sokak stiline getirdiği yenilikçi yaklaşım ve sosyal medyada fenomenleşen stil ikonlarıyla öne çıkan İskandinav estetiğinin en güçlü yanı, klasiklik, konfor ve kullanışlılık kavramlarını uyumlu bir biçimde harmanlanması ve bunu yaparken şıklıktan ödün vermemesi.
Moda dünyasının hızlı ve beklenmedik değişimlerine karşılık, abartıdan uzak çizgisi ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımıyla birçok stil ikonunun da tercihi. Modayı bir ucundan yakalayıp zaman zaman karışık desenler ve maksimalist denilebilecek kombinlerle karşımıza çıkıyor olsa bile, sade ama şık, cool ama aynı zamanda konforlu olmak bu stilin olmazsa olmazı. Aslında kombininizde sadece iyi kalıplı ve kaliteli kumaştan üretilmiş tek renk kıyafet kullansanız bile, İskandinav stilini bir ucundan yakalayabilmeniz mümkün.
Şimdi oklarımızı kuzeye doğru çevirelim ve İskandinav modasının eşsiz görünümleri hakkında biraz detaya inelim.
İskandinav modası denildiğinde Norveç, İsveç, Danimarka, Finlandiya, İzlanda gibi aynı coğrafyada bulunan ancak birbirinden farklı kültürel yapıya ve geçmişe sahip birçok ülkenin tek bir çatı altında toplanarak ortaya çıkardığı ortak bir stilden bahsediyoruz.
İskandinav görünümü konforlu, sofistike, karmaşıklıktan olabildiğince uzak ve yalın olarak tanımlanabilir. Ancak farklı perspektiften bakıldığında çelişkilerle doludur çünkü işlev ve estetik, lüks ve sadelik, naiflik ve keskinlik kavramları bir aradadır ve dozunda harmanlanmıştır. Bu kafa karıştırıcı zıtlıklara rağmen, tarzlarında gözü rahatsız eden hiçbir detay yoktur çünkü İskandinav modası bu hassas dengeyi korumakta ustadır.
İskandinavya’yı ziyaret etme fırsatınız olduysa, dünyada son dönemde iyice dikkat çekmekte olan minimalist – şık görünümden tutun, alışılmışın dışındaki sokak modasına kadar, çok çeşitli giyim tarzları ile modanın birleşme noktası olduğunu bilirsiniz.
İskandinav tasarımcılarını dünya moda sahnesinde bir adım öne çıkaran ve sadece modayla değil, tüm yaşantılarıyla özdeşleşen ‘Az ama öz’ akımı ile İskandinav stili, sesinizi duyurmak için bağırmanıza gerek olmadığını ifade ediyor diyebiliriz. İster siyah tayt ve bluzla eşleştirilmiş bir ceket ile, ister dar ve fit kalıplı bir pantolon üzerine geçirilmiş kaşmir palto ve deri bot kombiniyle, zahmetsiz ama bir o kadar da lüks ve havalı bir görünüme sahip olabilirsiniz.
Genelde monokramatik renk kullanımında ustalaşan İskandinav stili, vazgeçilmezi olan siyahın yanı sıra, pudramsı ve pastel renklerden de bolca besleniyor. Yeni nesil ikonlarda kırmızı, mavi gibi canlı renklerin kullanımını sıklıkla görmeye başlasak da, yaptıkları kombinlerle göz karmaşası yaratmadan sade ve sofistike görünümlerini koruyorlar. Üst üste giyilmiş kıyafetler ise soğuk havalarda stilinize derinlik ve dozunda bir karmaşa ekliyor.
Son yıllarda özellikle sokak stiline yaptığı yenilikçi katkılarla dikkat çekmeye başlayan İskandinav stilini, görünen o ki dünya moda sahnelerinde daha çok izleyeceğiz.