Pelin Geyik

Pelin Geyik - vitruta

Good People of Vitruta üyelerinden Pelin Geyik, kendisine yönlendirdiğimiz yedi soruyu cevapladı.

Good People of Vitruta Pelin Geyik

Biraz kendinden bahsedebilir misin?

Ankara doğumlu, kurumsal hayatın içinden, ama ruhuyla ve iş dışında yaptıklarıyla bir o kadar da dışından, temel amacı hayattan ve sevdikleriyle paylaştıklarından keyif almak olan biriyim. Mezun olduğum Galatasaray Üniversitesi İşletme Bölümü’ne başlamadan önce AFS aracılığıyla yaklaşık bir sene İsveç’te bir ailenin yanında yaşadım. İskandinav sevdamın ve farklı kültürlere olan ilgimin başladığı yer tam olarak burası oldu. Sevdiğim insanlara yemek yapmak, onları bir sofra etrafında birleştirmekten keyif alıyorum. Slow Food gibi felsefesi olan yemek akımlarıyla ilgileniyorum, farklı tarifler okuyup food stylinglerini inceleyip uygulamaya çalışıyorum.

Vitruta iş hayatına gözlerimi açtığım yer. Vitruta’nın hikayesine ilk dönemlerinde dahil olup, sonrasında Bordeaux’ya Erasmus’a gittim. Galatasaray’dan mezun olunca Lille’de tüketim kültürü ve tüketici davranışı üzerine araştırma odaklı bir master yaptım. Türkiye’ye döndüğümde bu eğitime paralel uluslararası kurumsal bir firmada işe başladım. İşim zamanımın ve enerjimin önemli bir bölümünü alsa da keyif aldığım ve denemek istediğim ne varsa buna bir şekilde vakit yaratabiliyorum.

Bu yaz birkaç ders alıp etrafımdakilere dövme yapmaya başladım. Bunun dışında beni motive eden harika bir partnerle geçen sene ara verdiğim IG’deki @lagomist.co hesabım üzerinden tarif paylaşmaya tekrar başladım. Lagom İsveççe bir kelime. Felsefesi üzerine uzun uzun konuşabilirim sanırım. Kısaca anlatmam gerekirse “ne çok az, ne çok fazla, tam kararında” demek. Yani sağlıklı ve fit olsun diye sıkıntıdan bayıltmayan ama kalori içinde de boğulmayacağımız tarifler üretmeye çalışıyorum. Yakında bu hesaptan ev yapımı granola satışlarımız ve ufak çapta catering girişimlerimiz de olacak.

Bunun yanında yetişkinler için çocuk kitapları tasarladığım bir projem var. Yakın zamanda bitirdiğim bir kitaptan örnek çizimimi de burada paylaşıyorum. 🙂

Good People Of Vitruta Pelin Geyik 2

Senin için İstanbul’da keyifli bir gün nedir? Neler yaparsın?

İstanbul’a ilk taşındığım mahalle Ortaköy’dü. Ne kadar buradan uzaklaşsam da İstanbul’a döndüğüm de hep Ortaköy’ü aradım. Birçok arkadaşım sevmez, trafik ve karışıklık sebebiyle. Ama kesinlikle benim İstanbul’da en rahat hissettiğim yerlerden biri. En keyifli günler de haliyle hafta sonu. Yapacağım yemekler için alışverişi Ortaköy’deki birçok esnafın dükkanına üşenmeden girip çıkarak yapıyorum, aşırı hoşuma gidiyor. Arkadaşlarımla kendi evimde vakit geçirmeyi çok seviyorum. Dışarı çıkmak istediğimde de bir bahaneyle Sirkeci’ye gidip sonra o kalabalıktan da kaçarak Pera, Galata taraflarına gelmeyi çok seviyorum. Buralarda keyifli bir sergi varsa uğruyorum. Güne erken başlayıp kalanına evde devam etmek istediğimde de Bomonti’deki pazara gidiyorum.

Peki biraz dışarı çıkarsak, senin için ideal bir tatil nedir? Bugüne kadar gördüğün, en beğendiğin yerler neresi, buralardan bize verebileceğin bir tavsiye var mı?

Avrupa’da hem bir süre yaşayıp hem gezdiğim için artık daha farklı rotalar çizmeye çalışıyorum. Mesela Şubat sonu yapacağım Beyrut seyahati benim için ideal plan şu an. Yaz sonu Tiflis’e gidip çok keyif aldım. Orada Fabrika’yı öneririm; Bomontiada’ya benziyor, keyifle birkaç saat geçirilebilir. Fotoğrafla ilgileniyorsanız Berlin’de C/O ve Stockholm’de Fotografiska’yı öneririm. Paris’te Marais bölgesindeki her şeyi çok seviyorum. Son olarak bahsettiğim şehirlerin hiçbirinde hissedemeyeceğiniz mistik bir atmosfer için Mardin, özellikle Mor Gabriel Manastırı.

Seyahatler için bir başka tavsiyem Moovit ve Mapster uygulamaları . Neyse ki artık 3-4 sene öncesinde olduğu gibi control freak değilim seyahatler esnasında. Ama yine de zamanı verimli kullanmak adına merak ettiğim noktaları Mapstr üzerinde işaretleyip aşağı yukarı bir plan yapmayı seviyor

Good People of Vitruta 4

Peki bu tatilin için valizini hazırlarken olmazsa olmazın nedir? Yanına neler alırsın?

Seyahatin uzunluğuna göre değişebiliyor tabi, ama olabildiğince az ve kullanışlı eşya almaya çalışıyorum. Emektar Kanken Fog’um, bel çantam, kış seyahati değilse neredeyse 10 yıldır giydiğim Levis vintage kot ceketim, çok sıcak olmadıkça Dr. Martens’lerim ve güzel havalarda Birkenstock’larım vazgeçilmezlerim. Üstümdekilerin hem iyi hissettirmesi hem de kullanışlı olması bana iyi geliyor. Bunlar dışında yanıma pek kitap almam; yolculuklarda çizim yapmaya çalışıyorum. Gittiğim yerden Türkiye’de bulmakta zorlandığım dergilerden alıp onları karıştırıyorum. Pek koleksiyoner olmasam da her destinasyondan o ülkenin dilinde bir çocuk kitabı alıyorum.

Son dönemlerde seni etkileyen kitap/müzik/film tavsiyelerin var mı?

Birkaç ay önce Zorlu’da gittiğim Vendredi Sur Mer konseri. Zaten çok sevdiğim bir gruptu, ama konserde inanılmaz eğlendim. Tekrar geldiklerinde gidilmesi şart bence. Son dönemlerde değil ama, geçtiğimiz sene okuyup hala bende etkisini koruyan, ara ara açıp baktığım Herman Hesse’den Siddharta var. İyileştirici kitaplardan. Son zamanlarda ben de herkesin konuştuğu Parazit’ten etkilendim en çok. Hala izlemeyen kaldıysa tavsiye ederim.

Good People Of Vitruta Pelin Geyik 5

Bu aralar hepimizin hayatında yer alan platformlar var bir de; Netflix, Youtube, sesli kitaplar, podcast uygulamaları… Bunlardan hangileri ne ölçüde hayatının içinde? Bizle belki favori kanallarını, podcast serilerini ya da en sevdiğin dizileri-belgeselleri paylaşmak istersin?

Netflix ve Youtube mutlaka her gün vakit geçirdiğim mecralar. Youtube’da Türkiye’den 140journos’u aşırı başarılı buluyorum. Konular, işlenişi, hele o müzik seçimleri! Daire’yi takip ediyorum. Yabancı olarak da Nowness ve Vice kanallarını seviyorum.