Good People of Vitruta

Can Çakmakçı

Good People of Vitruta'nın yeni üyesi Can Çakmakçı! Pera'nın 2023’teki yeni uğrak noktalarından biri haline gelen çok sevdiğimiz taproomx’in ve taproomx’a her gittiğimizde bir başka çeşidini denediğimiz SOM’un kurucu ortağı Can’la tanışmamız tabii ki birkaç sene önce yine Pera sokaklarına dayanıyor. Can’la bu kez Vitruta’da buluşup mahallede gezdik, taproomx’a uğrayıp harika bir Spicy Karaage ile New England IPA eşliğinde çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Aynı tadı almanız zor tabii bu kadar anlattıktan sonra ama taproomx’a gidip bir şeyler yiyip biranızı yudumlarken bu röportajı okursanız eminim aynı tadı alırsınız! Keyifli okumalar!

Can Good People'a hoş geldin! Önce klasik soruyla başlayalım: Can Çakmakçı kimdir? Nasıl başladı, nasıl devam ediyor, neler yapıyor?


Merhaba. Hoşbulduk! Bu güzel ailenin bir parçası olmamın sevinciyle beraber sizler de taproomx’e hoş geldiniz. Hoş, açmadan, açtığımız günden ve bugün dahi artık buranın ve Pera’daki konumlarımızın hep beraber sahipleri olduk. Ne mutlu! 1983 yılında Ankara’da doğdum. ODTÜ’de büyüyüp, okuduktan sonra Sinema eğitimim için Kıbrıs’a gittim ve ardından İstanbul’a geldim. Kamera arkası, yönetmenlik ve müzikal kariyerimi sürdürerek disiplinler arası bol üretimli bir İstanbul hayatı sürdürdüm ve devam ediyorum. Tutkum ve hayallerimi bir arada birleştirdiğim, kurguladığım zamanlarla beraber bugün burada kendi biramızı yudumluyoruz. 


Önce SOMX’in hikayesiyle başlayalım o zaman, nasıl başladı bu yolculuk?


SOMX klasik bir bira tutkusundan öte farklılıkların ve çeşitliliklerin peşinde koşup şans verirken 2010’ların başında ilk defa IPA içmeme dayandı. Ne olduğunu hiç bilmediğim bir dünyada ilk yudumumla vurulmuşa döndüm ve delicesine bira kültürünün peşine düştüm. Ne kadar kazarsanız o kadar derine indiğiniz, dünyanın ilk ve en eski içeceğine tanıklık ettiğiniz bir konudan bahsediyoruz. Bunun algısının maç izlerken yancı olsun, kamyoncu birası dediğiniz bir kısımdan kadim bir içecek haline değiştiği süreci sindirmek ve gereken saygıyı göstermek uzunca bir araştırma, tadım, yapım, gezi ve eğitimleri beraberinde getirdi. Ardından kurulumu kağıt üzerinde de bitirip bu süreçte de değerli ortağım Mehmet Katipzadeler ile de baş başa verip SOMX’i pandeminin doruğunda kurduk. 

SOMX’in ardından da taproomx geliyor; birbiriyle kardeş ama bir taraftan da çok farklı zorlukları olan –bu arada ikisi de birbirinden zor!- iki girişim. taproomx’de neleri hayal ederek yola çıktınız?


Gerçekten zor ama güzel şeyler de maalesef kolay olmuyor. Dediğin gibi ikisinin de birbirinden öte kendi içinde zorlukları var. Özellikle iki işletmeyi birbirinden ayırmak ama birbirinin de kardeşi haline getirmek en büyük meydan okumamızdı. Bir tarafta sanayi üretimimiz, incelikli, hatta “nerdy” bir tutumla ellerimizle yaptığımız biralarımız var. taproomx’in büyük abisi. Diğer tarafta da gerçekten yine ellerimizle her detayıyla uğraştımız taproomumuz var. Her ne kadar yaklaşımımız birebir aynı olsa da ikisinin de birbirinden farklı dilleri var. Bu dili birleştirmek için de canımız “X” bize çok yardımcı oldu. Her detayda o bağdaşmayı yakalamak istedik ve o bağlayıcı da tam olarak bir “x”. Tüm hayallerimiz ve tutkumuzla SOMX’i kurduğumuz tüm dinamiğimizi ve fikrimizi biralarımızın odağında, kültüründe ve motivasyonuyla taproomx’e yansıtmaya çalıştığımız bir dünya ve bunu içerideki düşünülmüş her detayın bir arada bu hisse konuştuğu bir alanı hayal ederek taproomx’i kurduk.


Asmalı Mescit’in, Jurnal Sokak’ın hepimizin kalbinde çok farklı bir yeri var. Nasıl bir duygu bu mahallenin tam da o günlerine layık çok güzel bir mekanı 2023’te hayata geçirmek?


Şu andaki konumumuzun ilk defa içerisine girdiğimizde karnım ağrımıştı. Cidden bir post-apokaliptik sahneden fırlamış gibi tam olarak hatırladığım her detayıyla terk edilmiş bir alanla karşılaştık. Hem taproomx’in olduğu alan hem de sokak ve mahalle uykuda gibiydi. Bir nevi inzivaya çekilmiş ve eski günlerin gelmesini bekler bir hali vardı. Bu durum başta bize buruk gelse de bir yandan da bu uykudan uyanacağını biliyorduk ve şu anda herkes biliyor ki Asmalı ve bunun etrafındaki kültür geri dönüyor. Biz de sahiden var olmak istediğimiz alanda buna sahip çıkmayı, sürdürmeyi ve bu uyanışa katkıda bulunmayı ciddi şekilde önemseyerek 2023 yılında dışarıdan görmek istediğimiz Asmalı, Pera, Jurnal Sokak kültürüne katkıda bulunduğumuzu inanıyoruz. Ve bu katkının bize dönüşü minnettarlık da oluyor. Bundan ne kadar kıvanç duysak azdır. 

taproomx’i konuşuyorken müziğe değinmeden geçemeyiz. Benim son zamanlarda en keyif aldığım yerlerden biri haline gelmesinde müzik seçkisinin yeri çok özel. Nasıl seçtiniz tüm plakları, kimler geçti kabine şu ana dek, başka kimler ne gibi isimler çıksın istiyorsunuz?


Müzik konusu neredeyse biralarımız kadar önemsediğimiz konuların en başında geliyor. Bahsettiğim ekosistemi oluşturmakta -tamam işte ya bira müziği çalsın- gibi bir basmakalıp düşünceyi zaten içimize sindirememekle beraber, analog hissiyatın ve özellikle duruşun farkında olarak sadece plak ve hi-fi bir sistem, analog bir mixer ile çok net bir yaklaşım sergiledik. Bazılarımız için bu bir konfor alanının ya da statükoların dışına çıkış gibi gelse de çalan müzikleri veya çalan kişilerin de niteliklerini en iyi sergileyebildikleri bir alanı diğer detaylarımızla beraber kurgularken çok keyif aldık ve her an da bunun tüm müzik severler tarafından da tadının çıkarıldığını görüyoruz. Plaklarımız benim şahsi koleksiyonumdan dükkan için elediğim, seçtiğim parçalar. Üzerine de koyuyoruz. Özellikle Mehmet şu anda bir vinyl-junkie olma yolunda hızla ilerliyor! Spesifik bir tarzdan öte mood ve salt olarak iyi müzik önceliğimiz. Şu ana kadar Analog Africa’dan Afreekaya, Hünkar, Eray Düzgünsoy, Emin, Can Zeydan, Grand Bazaar, Nilgün, Hakan Henri ve Müştak Akgün gibi isimler aklımda yer etmiş kişiler. Oldukça fazla isime ve farklı tarzlara da sıklıkla yer vermeye çalışıyoruz. Sadece profesyonel DJler dışında da çok iyi ev koleksiyonerleri ve plak aşıklarına da yer vermeye çalışıyoruz. Mesela 700 ve Aralık’tan tanıdığımız Olcay. İlk defa bir setupın başına geçti ve çaldığı şeylerle aklımı uçurmuştu. Bunlar çok kıymetli ve bunlara da alan açmak en büyük gayelerim arasında. Sana bir güzel haber, setlerin çoğunu kaydediyoruz ve yakında bunların da daha sonra dinlenebileceği bir platformda yayınlayacağız.

Peki dört kişi ilk kez Taproom’a geldik, 4 ayrı bira içip, 4 ayrı tabak paylaşıp Atlas’taki filmimize gideceğiz. Mutlaka bunları tatmalısınız deyip neleri seçerdin bizim için 4 bira ve 4 tabak?


İlk favorimden başlayayım,


IPA ve Orange Chicken Bun. Benim gibi turunç aşıkları için biçilmiş kaftan ve şahane bir uyum. Ardından Smash Cheese Burgerimiz ve Bohemian Pilsenerimiz derim. Burgerimizin gerçek smashten gelen umami ve karamelimsi tatların, sos ve ekmeğin dengeli yağlı dokusuyla Bohemian Pilsenerimizin gevrek hali muazzam bir uyum sağlıyor. Asya turp salatamız ile Citrus Wheat muazzam bir uyum sağlıyor. Salatanın fıstık sosu ve ferahlığına Citrus Wheatimizin buğday maltından gelen ferah gövdesiyle yoğun limonsu ve baharatımsı aromalar çok güzel bir ferahlık sağlıyor. Harbour Porter ile uzun saatlerde pişirdiğimiz kaburga ile hazırlanan Pulled Beef Bun da sahiden damakta bir şölen. Harbour Porter’ın dengeli malt, şerbetçi otu ile yemeğin dokusu birbiriyle çok güzel konuşuyor. Bir de benden tatlı bonusu, gerçekten hemen seninle de şimdi deneyelim, ESB ile hazırladığımız karamel sos ile servis edilen Apple Pie ile yine ESB’nin bitter tatlı aroması cidden ağız dolusu bir festival!

Senin bir Londra dönemin de var tabii. Ben de tam bu röportaj sonrası Londra’ya gidiyorum. Bana kesin uğra diyeceğin 3 mekan söylemek ister misin? Pub, bar ya da restoran fark etmez.


Ah Londra! Bir çırpıda, Brilliant Corners, Crate, Sexy Fish. Bir tane de benden sana çok yakın, Soho’daki The Lyric.


Son soru bizimle ilgili. :) Vitruta'da en sevdiğin 3 marka?


Sevmediğim bir marka olmayarak ve bir Vitruta fanı olarak, Carhartt WIP, RAINS ve American Vintage


Stylingini Melis Güven'in yaptığı Can Çakmakçı'nın çekimde kullandığı ve seçtiği ürünler için buraya tıklayabilirsiniz.