Dijital Moda Gerçekten Sürdürülebilir Mi?
Modanın, dünyamıza en çok zarar veren sektörlerden birisi olduğunu eminiz biliyorsunuzdur. Buna rağmen sürdürülebilirlik ve moda kavramları uzun zamandır yan yana kullanılıyor. Aslında madalyonun öteki yüzünde; hızlı tüketim alışkanlıklarımız ve yalnızca birkaç defaya düşen kullanım sıklığımız gibi çarpıcı gerçekler var. Asıl değinmek istediğimiz nokta ise burada başlıyor. Mevcut sistemimizin yarattığı çevresel ve sosyal problemlerin çözümlerinden bir tanesi olarak da dijital moda gösteriliyor. Peki gerçekten bu, bir çıkış yolu olabilir mi?
Üretim sebebiyle oluşan kirlilik veya tekstil atığı olmayan bir moda endüstrisi kulağa hoş geliyor. Ancak az bilinen bir gerçek şu ki, dijital dünyanın kullandığı data ve iletişim teknolojileri, yüksek enerji tüketimi nedeniyle, çok ciddi bir emisyon kaynağı.
NFT yaratıcıları tarafından kullanılan en yaygın blok zinciri olan Ethereum'un, yılda yaklaşık 54 metrik ton karbondioksit ürettiği tahmin ediliyor. Bu rakam Singapur'un karbon ayak izine neredeyse eşit. Cleanfox tarafından yapılan başka bir araştırmada, eğer internet bir ülke olsaydı, dünyanın en büyük altıncı kirleticisi olacağını söyleniyor.
Dijital veya fiziksel, söz konusu modanın çevresel etkisi olduğunda daha bütüncül bir bakış açısına ihtiyacımız olduğunu görüyoruz.
The Republiqe x Monnier Frères digital koleksiyonu.
Sanıyoruz ki, yakın bir gelecekte fiziksel dünyanın nerede bitip dijital dünyanın nerede başlayacağını bilemeyeceğiz. Özellikle metaverse kelimesinin hayatımıza girmesiyle, bu farklı sanal evrenlere olan ilgi büyüdü ve günlük hayatımızda yaratacağı kolaylıklar, sağlayacağı ekonomik potansiyel gibi sebeplerle hem biz kullanıcılar hem de markalar için çok daha çekici hale geldi. Global olarak metaverse’ün yaratacağı ekonomik fırsatın, 2024'te 800 milyar dolara ulaşacağı* tahmin ediliyor.
2018’de, yapay zeka ile yaratılmış bir influencer karakterinin Milano Moda Haftası’nda Prada tasarımlarıyla “boy göstermesi” izleyenlere büyük şaşkınlık yaşatmıştı. Geçtiğimiz aylarda ise Balenciaga ve Fortnite iş birliği yaptı ve oyun karakterleri için özel tasarlanan hoodie’leri satışa sunarak sanal evrende lüks moda deneyimini kullanıcılarına sundu. Bu dünyaya ilk adımını atanlardan Gucci ise, NFT’lerinin satışını da içeren Vault adını verdiği bir platform kurdu.
Eğer bu dünyayı deneyimlemek isterseniz Decentraland’in, 24 Mart’ta birçok global markanın katılacağı ve ziyaretçilerin defilelere sanal olarak katılacağı hatta ürünleri deneyerek satın alabileceği bir moda haftası gerçekleştireceğini şimdiden duyurmuş olalım.
Dijital tasarımların üzerimizde nasıl görüneceğine bakarak satın almayı mümkün kılan arttırılmış gerçeklik (AR) teknolojisinin ise bütün bu tasarımları daha da yükselen bir trend haline getireceğini düşünüyoruz. Currys tarafından geçtiğimiz sene yapılan bir araştırma da önümüzdeki beş yıl içinde, satın alma öncesi AR kullanan Z kuşağı tüketicilerin yaklaşık %57 oranında artacağı söyleniyor. Bu kuşak tarafından en çok kullanılan uygulamalardan birisi olan Snapchat, moda ve güzellik markalarıyla ortaklıklar gerçekleştirerek neredeyse 2 milyondan fazla AR lensi üretti bile.
Sürdürülebilirlik tartışmasına nispeten geç katılan bir endüstri olarak modanın eko-hesaplaşması teknolojinin gelişmesiyle hız kazanacağa benziyor. AR ve VR teknolojileri gibi dijital araçlar moda sektöründe köklü bir değişime öncülük ederken, biz de çevresel etkilerine odaklanarak gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz.