Good People of vitruta: Dilara Karakaş

Dilara Karakaş, Good People of vitruta’nın yeni üyesi! Dilara ile bir akşamüstü buluşup güneş batmadan Pera sokaklarında çok keyifli bir çekim gerçekleştirip ardından da Good People’dan diğer dostlarımız Ece Ağırtmış, Selin Tahtakılıç ve Emir Yargın’la birlikte mahalleli üyemiz Taycan’ın evine geçip; Vindemia Güz eşliğinde çok keyifli bir akşam geçirdik. Bu esnada Dilara ile röportajımızı gerçekleştirmeyi de başardık! Keyifli okumalar!

Dilara Good People of vitruta’ya hoş geldin! Öncelikle klasik sorumuzla başlayalım; Dilara Karakaş kimdir? Nasıl başladı, nasıl devam ediyor, neler yapıyor?

Merhaba, hoşbulduk! Animasyon sektörü odaklı bir çizerim. Doğduğumdan beri çiziyorum diyebilirim aslında. Özellikle küçük yaşlarımda vaktimin çoğunu çizerek geçiriyormuşum. Hatta bu annemi bazen korkutuyormuş. :) Çocukluğumda gece gündüz televizyon başında çizgi film izlememin de etkisi ile memleketim İzmir’de Güzel Sanatlar Lisesi’ni bitirdikten sonra Anadolu Üniversitesi Çizgi Film & Animasyon bölümünde okumak için Eskişehir’e taşındım. Aldığım ilk freelance işim, üçüncü sınıfta National Film and Television School UK ile yaptığımız bir filmde Background Artist olarak çalışmaktı. Yaptığımız kısa film BFI London Film Festival, LSFF, Anima Mundi, LIAF gibi bir çok festivalde gösterime girdi. Üniversiteden sonra İstanbul’a taşınıp yurtiçi ve yurtdışı, reklam sektörü için çok sayıda Motion Design filmde yönetmenlik ve sanat yönetmenliği yaptım. Eti, Red Bull, Turkish Airlines, Unesco, Akbank, Bein Sports, European Commission, Cornetto çalıştığım markalar arasında. Şu anda da hem oyun üzerine aktif olarak bir ekiple çalışıyorum hem de kendi projelerimi yürütüyorum. Bir film veya oyunun içinde hikaye anlatıyor olmak en büyük tutkum.

Senin yakın arkadaşların, aynı zamanda da Good People of vitruta üyesi Ece Ağırtmış ve Selin Tahtakılıç ile aynı okuldan mezunsunuz ve aslında daha lise yıllarından şu an olduğun görsel sanatlara eğileceğin açıkmış. Bugünkü görsel tasarımcılık ve animasyon sanatçılığına nasıl taşıdı seni lisede başlayan o yolculuk?

Evet, Ece ve Selin ile dostluğumuz çok eskiye dayanıyor. En yakın arkadaşlarımla lisede resim okumak ve geleceğimizi beraber şekillendirmek, birbirimize her konuda destek olmak çok etkili. Liseden sonra farklı alanlara dağılsak da her zaman yardım içindeyiz. Sinemaya ve çizgi filmlere olan tutkum beni animasyon bölümüne itti aslında. Bölüme geçtikten sonra animasyonun her alanını deneyimledim ve animasyon için tasarlamayı ve çizmeyi çok sevdiğimi fark ettim.

Yaptığın işler arasında benim en çok ilgili çeken animasyon çalışmaların. O karakterleri hayal edip, çizip, yaratmak nasıl bir duygu?

Animasyon yapmak bambaşka bir duygu. Çok sabır isteyen, işin içine oyunculuk katmanız gereken bir süreç. Hiç yoktan başlayıp, bitirdiğinizde yarattığınız karakteri hissetmek ve başkalarına hissettirebilmek oldukça büyülü. Sanki işin sonunda sihirli bir değnekle dokunup onu canlandırıyorsunuz gibi bir his oluyor.

Peki genel anlamda bu işlerini ortaya çıkarırken sana neler ilham veriyor? Nelerden besleniyorsun en çok?

Sokakta yürüdüğüm sıradan bir günde, beni etkileyen bir kare bulabiliyorum. Özellikle İstanbul, benim için iyi bir ilham kaynağı. Her zaman geçtiğim bir yerde daha önce görmediğim bir şeyle karşılaşıyorum. Bazen binalardan, bazen insanlardan farklı hikayeler çıkabiliyor. Sıklıkla sokaklarda durup gördüğüm fikirlerin fotoğrafını çekerim daha sonra çizmek için.

İşlerini en çok sevdiğin, senin için özel bir yeri olan animasyon sanatçılarını bizimle paylaşmak ister misin?

Yaptığı işlere hayran olduğum çok fazla insan var ancak içlerinden seçmeye çalışacağım. :) Klaus filmi kullanılan tekniği gereği çok uzun yıllar süren ve henüz üniversitede animasyon okurken yapım aşamasının sıkı takipçisi olduğum bir film. Filmin yönetmeni Sergio Pablos ve en başından beri sanat yönetmenliğini üstlenen Syzmon Biernacki’e hayranlığım büyük. Powerpuff Girls, Steven Universe gibi yapımlarıyla Kevin Dart da atlayamayacağım bir isim. Alex Hirsch ise Gravity Falls serisi ile beni çok etkilemiştir.

Son zamanlarda okuduğun ve seni etkileyen kitaplardan, dinlediğin podcastlerden ya da izlediğin film/dizilerden bizle paylaşmak istediğin neler var?


Son zamanlarda hep elimin altında duran, dönüp dönüp baktığım bir kitap var aslında. Film Okulunda Öğrendiğim 101 Şey kitabını bildiklerimi unutmamak için ara ara karıştırıyorum. Podcast olarak da şu sıralar The Bancroft Brothers Animation Podcast’lerini dinliyorum. Yine podcast ile benzer, Disney’de kariyer yolculuğuna dayalı bir belgesel dizisi olan Sketchbook’u da ekleyeyim. :) 

Son olarak vitruta’da en sevdiğin 3 markayı öğrenmek istiyoruz. ☺

vitruta’nın seçkisini çok beğeniyorum ve en sevdiğim 3 marka için Fine People Community, Chimi, Spitfire diyebilirim.