Good People of vitruta: Erdem Oraylı

Erdem Oraylı, Good People of vitruta’nın bu haftaki konuğu. Kendisiyle güneşli, pırıl pırıl bir günde Karaköy’de buluştuk ve Cihangir Yokuşu, Tophane Sokakları, Tomtom Mahallesi gezip hem sohbet edip hem de çok keyifli bir çekim gerçekleştirdik. Sizi bu keyifli röportajla başbaşa bırakıyoruz.

Erdem hoş geldin! Seninle çok uzun yıllardır gerek vitruta gerek Fjallraven gerek Rains için yollarımız kesişiyor fakat bu kez çok daha özel bir birliktelikle, Good People of vitruta aracılığı ile bir araya geldik.:) İstersen ilk soruyla başlayalım: Erdem Oraylı kimdir? Neler yapıyor, nasıl başladı, nasıl devam ediyor?

Hikaye 1991 yılında Tekirdağ’da başladı, 2009 yılında İstanbul’a bir Gazetecilik öğrencisi olarak gelmemle devam etti diyebiliriz. Bu sektördeki hikayem ise 2013 yılında Tempo dergisinde yaptığım staj ile başlıyor. Ardından gelen birkaç dijital ajans deneyiminden sonra aldığım eğitimin üzerine bir de moda eklemek üzere INSEEC’te Fashion Marketing, Design and Brand Strategies masterı yapmak üzere Paris’e taşındım. Fakat sevdiklerimden ayrı bir hayat düşünemediğim için okulum biter bitmez geri döndüm ve ELLE dergisinde çalışmaya başladım. Burada belki de aldığım eğitimin verdiği özgüvenle bambaşka bir yanım ortaya çıktı ve dergiyle düzenledimiz etkinliklerde bir şekilde öne çıktım. Tabi burada o zamanki ekibin destekleri çok büyük. 

ELLE’deki iki yılın sonunda tam anlamıyla PR person olduğuma inanıp L’Appart PR ile çalışmaya başladım. İki yılın sonunda buradaki hikayeyi de sonlandırıp kendi başıma bir yola çıktım. Ve son olarak 2020 Temmuz ayında arkadaşım Deniz Bulutsuz ile birlikte Ondakka’yı kurduk. Güncel olarak hikayemin tam da bu noktasındayım. 

Seninle tanışıklığımız da senin L’Appart’ta olduğun döneme denk geliyor; o dönemi nasıl anlatırsın bize?

vitruta’nın kuruluşundan beri tüm yolculuğuna tanık oldum sanırım. Bir yandan içimdeki Nordic zaafımı tetiklerken, bir yandan da Türkiye’de olması gerektiğini düşündüğüm mağaza konsepti ile birebir örtüşüyordu.

L’Appart ise benim yüksek lisans yaparken Istanbul’a döndüğümde mutlaka çalışmam gereken ajans olarak aklımının bir köşesinde vardı. Dergide çalıştığım dönemde tüm ekiple tanışma fırsatım oldu ve böylece ELLE’den L’Appart’a transfer oldum.

Burada PR ve Event Management konusunda büyük çaplı öğrenilerim oldu. Bunun yanı sıra, ELLE ve L’Appart’ın en önemli katkısı tartışmasız ki network oldu.

Ondakka yolculuğu nasıl başladı peki?

2019 yılında işten ayrılıp koşarak Paris’e gittim ve 1 ay kadar orada kaldım. Bu süreçte hiç düşünmeden YouTube kanalı açma gibi bir hatam oldu. :) Neyse ki çok sürmeden hayatı içerik peşinde koşarak yaşamak istemediğimi fark ettim ve bu hatadan döndüm. Boş ve az insanlı bir yıl geçirdikten sonra freelance sosyal medya işleri almaya başladım, yine bu şekilde iş yapan Deniz’le neden güçlerimizi birleştirmiyoruz dedik ve Ondakka ortaya çıktı.

Az önce INSEEC’ten bahsettin. Paris’in sendeki yeri nasıl peki?

Paris turist olarak gidildiğinde zaman zaman sıkıcı ve klişelerle dolu bir şehirken lokalleştiğinizde bambaşka bir şehre dönüşüyor. Dolayısıyla en sevdiğim yanı gittiğimde kolayca lokal yaşama adapte oluyor olmam. Bunun dışında görülecek ve gezilecek o kadar çok ve çeşitli yer var ki, her seferinde farklı bir keşfin peşinde koşabiliyorum. Bu da beni heyecanlandırıyor.

Paris’te 3-4 saatlik bir süren olsa neler yapardın?

Bastille’den çıkıp Concorde’a yürürüm. Avenue Montaigne üzerinden Arc de Triomphe’a çıkar 3-4 saatlik Paris turumu bitiririm.

Bu aralar en çok neler okuyup izleyip dinliyorsun? Bizle paylaşmak ister misin?

Genel olarak güncel meselelerle ilgili kitap ve makaleleri okuyorum. Çevremdeki çoğu insanın aksine dizi izlemiyorum hatta genel olarak kurgusal olan birçok şeyden uzaklaştım diyebilirim. Onun yerine podcast dinleyip, yeni yayınları keşfediyorum. Müzik konusunda da Synth Jazz’a takmış durumdayım. 

İstanbul’da en çok hangi mekanları seversin? Nerede zaman geçirmekten keyif alırsın?

Her ne olursa olsun güneşli bir günde Pera’dan Taksim Meydan’a yürüdüğümde yaşadığım deneyimin eşi benzeri yok gibi. Buna bir de Kalamış - Suadiye sahil şeridini de eklemek isterim.

vitruta’da en sevdiğin 5 marka peki?

En çok Rains! :) Sonra da Fjällräven, Colorful Standard, Fifty Pieces ve Fine People Community gelir.