Marka Hikayeleri – Doğadan İlhamla: Máh-roc

Marka Hikayeleri – Doğadan İlhamla: Máh-roc - vitruta

Sürdürülebilir moda farkındalığını yaratma misyonuyla kurulan, çantalarını dünyanın dört bir yanından topladığı atık kumaşlarla tasarlayan bir marka Máh-roc. Bu çevre dostu markamızın hikayesini dinlemek için Bediz Yıldırım ve marka kurucusu Roksan Sarfati’yle bir araya geldik.

Bediz Yıldırım Mah-roc vitruta Mag Roksan Sarfati Mac Roh vitruta Mag

Bediz: Yaşadığımız bu dönemde sürdürülebilirlik, yavaş moda, etik üretim gibi birçok konudan bahsetmeye başladık fakat sen Türkiye’de bu kavramlardan bahsetmeye çok daha önce başlamıştın ve markanı bu değerler üzerine kurdun. Senden markanın hikayesini öğrenebilir miyiz?

Roksan: Mezun olduktan hemen sonra fast fashion sektöründe çalışmaya başladım. Bu süre zarfında birçok seyahatim oldu ve çok fazla üretim aşaması gördüm. Buralardaki atık malzemeler, çöpe giden kumaşlar, bir numune yapımı için bile harcanan onca şey benim için bir kalp kırıklığına dönüşüyordu. Bir şekilde geleceği öngörerek atacağımız malzemeleri toplamaya başladım ve o kadar çok şey topladım ki bunun bir şeye dönüşmesini istediğimde Máh-roc’u kurabildim. İsminin hikayesi de zamanında Afganistan’da göçebe olarak yaşamış bir topluluktan geliyor, ay ve güneş demek. Bu topluluktan ilham almamın sebebi birçok seyahatimden toplamış olduğum atık kumaşlar gibi oradan oraya gezmeleri ve kullandığı eşyaları bu süreçte hep yanında taşımaları, geride bırakmamaları. Ben de bu parçaları geride bırakmamak ve onlara ikinci bir hayat vermek adına bu markayı kurmak istedim.

Mac-roh vitruta Mag 2 Mac-roh vitruta Mag 3

Bediz: Peki; sürdürülebilir üretim, geri dönüşüm gibi birçok kavram dünyamızda bir süredir konuşuluyor. Ama ileri dönüşüm yeni yeni konuşulan bir konu ve sen bunu markanı kurduğun 2016 yılında öngörmüş oldun. O dönemde bir hayatın, işin, düzenin varken dünyaya karşı duyduğun bu hassasiyet diğer önceliklerinin önüne geçmiş ve Máh-roc’u kurmuşsun. Bu zor bir karar değil miydi?

Roksan: Evet ama şöyle de bir gerçek var; aslında recycling ve upcycling dünyada çok fazla konuşulan kavramlardı, Türkiye’ye ise yeni geldi. Ben eğitimimi yurtdışında aldım ve okuduğum okulda bu temalar çok gündemde olan konulardı. Bu sebeple bendeki bu bilincin çok önceden başladığını söyleyebilirim, sadece bunu bir işe çevirme noktam iş tecrübem sayesinde geldi. Fast fashion sektöründe çalıştığım süreçte gördüğüm senaryo beni hem sezonsuz bir koleksiyon üretmeye teşvik etti hem de biraz daha yavaşlayarak bu üretimi gerçekleştirmemiz gerektiği bilincini aşıladı. Bu arada upcycling ve recycling’in farkını söylemek istiyorum çünkü çok önemli ve bilinmesi gerekiyor. Recycling konseptinde geri dönüştürülen her şey kimyasal bir işleme giriyor ve çevreye yine zarar veriyor. Upcycling’te ise kullanılmayan bir şeyi bambaşka yeni bir şeye çevirdiğimiz için çevreyi minimumda kirletiyoruz ve kimyasal açığa çıkmıyor.

Mac-roh mag Mac-roh Mag

Bediz: Etik üretim konseptinden bahsederken gerçekleştirdiğiniz üretimin doğa dostu oluşundan bahsettik. Bir de insan haklarına dokunan kısmına da önem vermeliyiz ve sen bu konuda da çok güzel bir girişimin öncüsüsün. Bundan biraz bahsedebilir misin?

Roksan: Dünyadaki fast fashion düzeninde hakim olan ağır çalışma şartları ve hızlı üretim anlayışına marka görüşü olarak karşı geliyoruz. Çalışan herkesin eşit olduğu bir düzen kurmak istedik, bu yüzden ben ve annem de üretim sürecine dahil olup bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Ayrıca Sri Lanka’dan topladığımız kumaşların hepsi kadınların elde dokuduğu kumaşların artıkları. Öncelikle onlarla bir anlaşmaya vararak çalışmaya başladık ve bu koleksiyonun satışlarının bir kısmı onlara bağış olarak gidecek. Daha fazla kadınla, daha fazla ihtiyacı olan kişilerle çalışmayı ve bunu bir üretim ayağı haline getirmeyi çok istiyoruz.

Mac-roh Mag 5

Bediz: Marka değerlerinizin bireysel üretimi destekleyen ve kadınları da üretime teşvik eden bir yanı var, bu etik üretime gerçekten mükemmel bir örnek. Markanı konumlarken sadece ürettiğin ürün değil aslında bambaşka bir çerçevede de konumlandırıyorsun. Markaya baktığımızda sadece ürün görmüyoruz, bir taraftan hem ilham verici seyahat günlükleri, motive edici cümleler paylaşıyorsunuz hem de her bir ürünün bambaşka isimleri var. O ürünleri nasıl isimlendirdiğini biraz anlatabilir misin?

Roksan: Aslında şuna da değinebiliriz. Bizim sloganımız “We Travel, Collect and Re-design”. Bu işe başlamam seyahatlerim sırasında geliştiği için her seyahat ettiğim yerde orada bir kumaş bulabilir miyim diye araştırıyorum ve bulduğum kumaşlara o yörenin isimlerini veriyorum. Bazen o yörede kullanılan eski isimleri araştırıp bu isimleri veriyoruz. İsimlendirme süreci bu şekilde oluyor. Bunun yanında biz sadece üretime odaklanmak istemiyoruz. Bu bir konsept sonuçta. Daha fazla paylaşmak ve nelerden ilham aldığımızı göstermek adına bir journal tutuyoruz. Instagram’da paylaştığımız gönderilerin altında da ethical fashion, sustainability gibi kavramları hem bilgilendirici hem de motivasyon verici cümlelerle anlatmaya çalışıyoruz.

Mac-roh Mag 7 Mac-roh mag 8

Bediz: Bu hikayede çevreye, kişiye duyarlı olması ve altında bir sürü mesaj barındırması gibi birçok değerli nokta var. Türkiye’den böyle bir marka çıkıyor olması çok güzel. Bir de son olarak şunu sormak istiyorum. Şu an yeni dünya düzeninde elimizden geldiğince hayatlarımıza devam etmeye çalışıyoruz evlerimizden çok çıkmasak da. Her şey biraz daha normalleşince gerçekleştirmek istediğin hayalin ya da kendine koyduğun hedef nedir?

Roksan: Corona yaygınlaşmadan hemen önce Sri Lanka’daydım ve oradan birçok yere geçme planım vardı. Bu olay gündeme gelince Türkiye’ye dönmek zorunda kaldım. Sri Lanka’dayken seyahatime Hindistan’la devam etme gibi bir planım vardı çünkü bu iki ülke çok yakın olmasına rağmen çok farklı kültürler ve Hindistan’a geçerek daha fazla insan, daha fazla kumaş ve daha fazla hikaye tanımak istiyordum. Corona sebebiyle bunu gerçekleştiremedim henüz ama ilk hayalim tekrar oraya seyahat edip bu dilediklerimi gerçekleştirmek. Çünkü bu günler elbet bitecek, biz bir şekilde normale döneceğiz ve tekrar seyahat edeceğiz.