Orhun hoş geldin Good People of Vitruta’ya! İlk sorumuz hep aynı: Orhun Canca kimdir? Nasıl başladı, nasıl devam ediyor, neler yapıyor?

Selam herkese! Orhun erken yaşlardan beri internet ve teknoloji fikirleri geliştirmeye tutkulu bir ürün insanı. Pek çok farklı girişimin ardından son 2.5 senedir “gürültüden uzaklaş” mottosuyla Aposto’yu geliştiriyor. Aposto farklı alanlarda yayınlar, podcastler üreten, editoryal yazılım ürünleri inşa eden bir medya servisi. 

Aposto’yu hepimiz çok yakından biliyoruz artık. O yüzden sana daha önce sorulduğu gibi kuruluş hikayesini değil de geleceğini soracağım: Aposto’nun medyanın geleceğindeki yeri nasıl olacak? Neler hedefliyorsunuz?

Aposto’yu dijital gazete ve dergilerin yeni formatlarda okunabildiği bir servis olarak tasarladık. Aposto üzerinde farklı alanlarda Türkiye’de en nitelikli içeriklerini ürettiğine inandığımız yayınları keşfedebilirsiniz. Yakın gelecekte açacağımız bir websitesi, Londra’ya özel üreteceğimiz içerikler; uzun vadede de hem Türkiye’de hem dünyada viral olan değil, nitelikli olan içeriklerin daha fazla kişiye ulaştığı bir internet ekosistemi yaratma hedefimiz var. Bir yandan yayınlar bir yandan yayıncılık ve içerik teknolojileri üzerine sürekli bir deneme, geliştirme içindeyiz.

Sence kurduğunuz ilk günden bugüne en büyük değişim gösteren tarafı ne oldu Aposto’nun?

İlk günden bu yana “biz ne kadar medya şirketiyiz ne kadar teknoloji şirketiyiz” sorusu varoluşumuzun temelinde oldu. Uzun süre çok daha fazla teknoloji girişimi olduğumuzu savundum. 2.5 yıl sonra bu sorunun çok da önemli olmadığını kabul ettik. Bugün Aposto’yu bir medya servisi olarak tanımlıyoruz ve bir medya servisi olarak inşa ediyoruz. Bu değişim bizi çok rahatlattı ve en iyi olduğumuz alanda çok daha hızlı adımlar atmamızı sağladı. 

Birbirinden entelektüel, alanında çok bilgili insanların olduğu bir mecra Aposto. Gerçekten say say bitmez bültenlere katkı sağlayan kişileri ya da ofisinizdeki ilham verici arkadaşlarınızı. Böyle bir çevrede çalışmak, üretmek seni nasıl etkiliyor?

Muhteşem. Aposto’yla ilgili en şanslı hissettiğim nokta birlikte çalıştığım kişiler kesinlikle. Bu aynı zamanda medyanın ne kadar zengin, ne kadar doyurucu bir endüstri olduğunu da gösteriyor. Aposto’daki en büyük amaçlarımızdan biri Türkiye’de medyayı yeniden aynı Londra’da, New York’ta, Paris’te olduğu gibi pek çok kişinin heyecan duyduğu bir endüstri hâline getirmek.

İstanbul’da neler yapıyorsun peki? En çok neler yapmaktan, zamanını nasıl geçirmekten keyif alıyorsun İstanbul’da?

2 sene önce Beyoğlu’na taşındığımdan beri bir Beyoğlu insanı oldum. İstanbul’un farklı semtlerinde bambaşka yaşamlar olduğunu buraya taşındıktan sonra çok daha iyi anladım. Şehirde hayatım hafta içi Aposto’nun da ofisinin bulunduğu Galata ve Pera’da, hafta sonu nefes almak için kendimi attığım Arnavutköy ve Moda’da geçiyor. İstanbul’u çok seviyorum ve gelecek yılların şehrin kültür sanat, gastronomi, müzik, sinema gibi alanları için büyük potansiyeller taşıdığına inanıyorum. Akşam dışarı çıktığımda Pera’da ya da Cihangir’de değilsem büyük ihtimalle Bova’da merdivende bir konser izliyorumdur. 

Vitruta takipçilerine önereceğin 5 Aposto yayını hangileri olurdu?

Cevaplarken heyecanladığım bir soru bu açıkçası. 5 tane seçmem imkânsız olur ama çok farklı alanlardan bir derleme yapabilirim: İstanbul’da Nasıl Eğleniyorduk, 1920lerde İstanbul eğlence hayatını gazete küpürleri üzerinden anlatan muhteşem bir yayın. Veraison, şarap ve şarap kültürü üzerine enfes bir yayın. Soli, her hafta bir mahalleyi bir mahalleyle gezen ve her mahallede bambaşka heyecanlara uyandığımız seyahat yayınımız. 20lik, 20li yaşlarda olma hâlini 20’lerinde olan kişiler üzerinden anlatan rengarenk bir yayın. Son olarak, Türkiye’de neler olup bittiğini sade, bağımsız bir analizle takip etmek isteyenler için politika yayınımız Spektrum’u da bu listeye ekleyebilirim.

Son olarak sana en beğendiğin Vitruta markalarını sorarak bitirelim. :)

Gömleklerine bayıldığım Bil's, American Vintage, Lar Studio sayabileceğim ilk 3 marka. Mahallemde yürüme mesafesinde bulabildiğim için çok mutluyum açıkçası...